Türkiye Enerji Piyasalarının Serbestleşmesi
- Kısaca Serbestleşme Süreci
- Türkiye elektrik ve doğalgaz piyasaları, 2001 yılından beri yapılan kanun ve düzenlemelerle, serbestleşme yolunda ilerlemektedir. Elektrik piyasasında bu sürecin çok yakında tamamlanması beklenmektedir.
- Serbestleşme çerçevesinde, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirmeleri tamamlanmıştır. 2013 yılında, dağıtım faaliyetleri, dağıtım ve satış olmak üzere iki ayrı çatı altında toplanmıştır. Tüketiciler, elektrik faturalarını bölgelerinde görevli perakende satış şirketlerine ödemeye başlamıştır.
- Elektrik ve doğalgaz piyasaları için serbest tüketici limitleri belirlenmiş, bu limitlerin üzerinde tüketimi olan kişi ve kurumlara tedarikçisini seçme hakkı tanınmıştır.
- Doğalgaz şehir içi dağıtım faaliyetlerinin özelleştirmeleri yapılan ihalelerle tamamlanmaktadır. 2014 yılında, elektrik piyasasına benzer bir yapılandırma için, mevcut Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nda değişiklik önerisi TBMM’ye sunulmuştur.
AB Direktifleri ve Türkiye
Türkiye enerji piyasaları, elektrik sektörünün öncülüğünde serbestleşme sürecindedir. 90’lı yıllarda başlayıp günümüze kadar gelen bu süreç için, özellikle geçtiğimiz yıllarda önemli adımlar atılmıştır. Serbestleşme, özelleştirmelerle birlikte piyasadaki rekabeti arttırmayı, maliyetleri düşürmeyi, arz güvenliğini sağlamayı ve en önemlisi piyasayı tüketici odaklı hale getirmeyi hedeflemektedir. Enerji piyasalarının serbestleşmesi, ülkelerinin iç dinamikleri ve piyasanın gelişimiyle yakından ilgilidir. Bu ölçütlere bağlı olarak, her ülkede farklı zamanlarda gerçekleşmektedir.
Avrupa Birliği, yayınladığı direktiflerle üye ülkelerin enerji piyasalarının serbestleşmesinde önemli rol oynamıştır. Bu bağlamda, 19 Şubat 1996 tarihli Elektrik ve 22 Haziran 1998 tarihli Doğal Gaz Direktifleri, AB bütününde tek bir iç elektrik ve doğalgaz piyasası kurulmasını öngörmüş ve bu piyasadaki rekabetin adil ve şeffaf olmasına yönelik şartlar belirlemiştir. Direktiflerde, tedarikçi sayısı kadar elektrik, doğalgaz iletim ve dağıtım şebekesi kurmanın mümkün olmadığı; ancak üretim ve tedariğin rekabetçi bir piyasada geçekleşmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu doğrultuda, alternatif tedarikçilerin bu şebekelerden adilce faydalanması için, enerji tekeli olan şirketlerin üretim, iletim ve dağıtım faaliyetlerinin birbirinden ayrıştırılması esası üzerinde durulmuştur.
AB Enerji Direktifleri’nde öne sürülen şartlar, üyelik sürecindeki Türkiye’ye enerji sektörünün yeniden yapılanması için yol gösterici olmuştur. 1997 yılında direktiflere uygun düzenleme çalışmaları başlatılmıştır.
Serbestleşme Sürecinde Yapılan Önemli Düzenlemeler
4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
2001 yılında yayınlanan elektrik piyasası eski kanunu, sektörde öngörülen yeniden yapılanma için yasal bir zemin hazırlamıştır. Kanunun amacı, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir enerji piyasasının yapılandırılmasıdır. Bu amaç doğrultusunda, devlet EPDK ( Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) ile düzenleyici ve denetleyici bir rol üstlenmiştir. Bu yasal çerçevenin AB Elektrik Direktifi’ne uyumu, AB Komisyonu tarafından genel olarak onaylanmıştır.
6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
6446 sayılı kanun 30 Mart 2013 tarihinde, elektriğin kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması amacıyla yürürlüğe girmiştir. Yeni kanun ile tüketicilerin serbestleşme sürecinden yeterli faydayı sağlayabilmesi konusunda ilerleme kaydedilmiştir. Dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin ayrı şirketler halinde yapılması zorunlu olmuştur. 6446 sayılı kanunun bir diğer amacı Avrupa Birliği mevzuatına uyumlu, arz güvenliği sağlayan ve yatırımcıların ilgisini çeken yeni bir piyasa oluşturulmasıdır.
4646 Sayılı Doğal Gaz Kanunu
2001’de yürürlüğe giren kanun, doğalgaz piyasalarının serbestleşmesi bakımından dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. 4646 sayılı kanunun amacı; doğalgazın kaliteli, sürekli, ucuz, rekabete dayalı esaslar çerçevesinde çevreye zarar vermeyecek şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, doğalgaz piyasasının serbestleştirilerek piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanmasıdır.
Elektrik
Elektrik sektöründe serbestleşmenin tamamen sağlanabilmesi için, tüm abone gruplarının birden çok tedarikçi arasından seçim yapabildikleri, elektrik fiyatının piyasadaki arz ve talebe göre serbestçe belirlendiği ve tedarikçi değişiminin müşteri için ek maliyet oluşturmadığı bir piyasa yapısına ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye’de elektrik tüketicileri, 2003 yılına kadar elektriklerini tek bir kurumdan almıştır. Bu yıldan sonra dağıtım, bölgelere ayrılarak özelleştirilmiştir. “Serbest Tüketici” kavramının ortaya çıkışıyla, her yıl EPDK tarafından belirlenen limitin üzerinde tüketimi olan aboneler, tedarikçilerini seçebilmeye başlamıştır.
Serbest Tüketici Limiti
EPDK tarafından her yıl belirlenen elektrik tüketim limitini geçen gerçek ve tüzel kişiler serbest tüketici olup diledikleri tedarikçiyi seçme hakkına sahiptir. Elektrik piyasasında rekabetin arttırılması amacıyla, serbest tüketici limiti 2006 yılından bu yana, kademeli olarak indirilmiştir. Yıllara göre EPDK tarafından belirlenen limitler, tüm abone grupları için aşağıdaki gibidir:
- 2010 yılı serbest tüketici limiti: 100.000 kWh/yıl
- 2012 yılı serbest tüketici limiti 25.000 kWh/yıl
- 2013 yılı serbest tüketici limiti: 5.000 kWh/yıl
- 2014 yılı serbest tüketici limiti: 4.500 kWh/yıl
- 2015 yılı serbest tüketici limiti: 4.000 kWh/yıl
- 2016 yılı serbest tüketici limiti: 3.600 kWh/yıl
- 2017 yılı serbest tüketici limiti: 2.400 kWh/yıl
- 2018 yılı serbest tüketici limiti 2.000 kWh/yıl
Elektrik piyasası için, 2021 yılı serbest tüketici limiti 1400 kWh/yıl olarak belirlenmiştir. (Aylık yaklaşık 82 TL ve üzerinde faturaya denk gelir.)
Yıllık serbest tüketici limitinin azalmasıyla 2014 yılının başında, elektrik piyasasında serbest tüketici sayısı bir milyona yaklaşmış ve perakende satış şirketlerinin (tedarikçiler) sayısı 161’i bulmuştur. Limitin düşürülmesiyle piyasada gelişen rekabetin tüketiciye olumlu yansıması beklenmektedir. Önümüzdeki yıllarda, tüm abone grupları için limit kaldırılarak (serbest tüketici limiti = 0 kWh/yıl) tam rekabetçi bir piyasa yapısına geçiş yapılması bekleniyor.
Doğalgaz
Doğalgaz kaynakları bakımından zengin olmayan Türkiye, doğalgaz ihtiyacının büyük bir bölümünü boru hatlarıyla ithal etmektedir. Türkiye'de iletim hatlarının sahibi olan BOTAŞ, yaptığı ithalatlarla ülkedeki tüketimin %88’ini karşılamaktadır. Rekabetçi bir piyasa için, tekel olarak kalan iletim faaliyetleriyle, rekabete açılan piyasa satış faaliyetlerinin ayrıştırılması gibi konuların önemi artmıştır. Bu çerçevede, şehir içi doğalgaz dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi tamamlanmak üzeredir. 2014 yılında TBMM’ye sunulan mevcut doğalgaz kanununda değişiklik tasarısı, serbestleşme yolunda kapsamlı değişiklikler içermektedir.
Serbest Tüketici Limiti
Doğalgaz piyasasında, 2013 yılından itibaren, konut aboneleri (evsel kullanım) dışındaki tüm aboneler serbest tüketicidir. Kısaca, evsel kullanıcılar hariç, tüm aboneler istedikleri tedarikçiden doğalgaz alabilmektedir. Bu değişiklik, serbestleşme yolunda önemli bir adım olarak görülebilir; ancak tüm abonelerin %81’ini oluşturan konut tüketicilerinin dahil edilmemesi, bu süreçte daha alınacak yol olduğuna işarettir. Konut aboneleri, illerinde görevli dağıtım şirketlerinden doğalgaz alır. Ulusal doğalgaz tarifeleri, serbest olmayan tüketiciler için, 4646 sayılı yasa uyarınca EPDK tarafından düzenlenir.
Doğalgaz konut aboneleri için serbest tüketici olma sınırı 75.000 m3/yıl tüketim olarak belirlenmiştir. (Tek sayaçtan ölçülen tüketim miktarı dikkate alınır.)
4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu'ndaki serbestleşme hedeflerine tam anlamıyla varılmasa da, Türkiye doğalgaz pazarı büyümeye devam etmaktedir. Piyasanın serbestleşmesi, arz güvenliği sağlanması, tedarik maliyetlerinin azaltılması ve özel altyapı yatırımları açısından önemlidir.